Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ayvasıl Şehitleri ile ilgili bir mesaj yayınladı
“Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askeri olmadan bu adada yaşayamayız”
Cumhurbaşkanı Tatar yazılı mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Bugün, gözyaşı ve acılarla dolu günlerin başladığı, dünyanın gözleri önünde işlenmiş insanlık suçunun 60’ıncı yıldönümüdür. ENOSİS hayaliyle yaşayan Rum-Yunan ikilisinin masum insanları evlerinden ettikleri, göçe zorladıkları, kadın-kız, yaşlı-çocuk demeden rastgele katliamların gerçekleştiği günlerin yıldönümü. Aynen bugün, dünyanın gözleri önünde Filistin’de yaşanan insanlık dramının bir benzerini yaşadığımız yıllar.
Kıbrıs Türkleri’nin vatanları uğruna verdikleri onurlu mücadele asla unutulmayacaktır. 1963’ten başlayarak 11 yıl devem eden baskı, zulüm ve katliamlarla 103 Türk köyü terk edildi, 25 bin yurttaşımız göç etmek zorunda bırakıldı. Bu dönemde Türkler adanın yüzde 3’lük kesiminde kuşatma altına alındı. Açlığa ve yoksulluğa itildi.
Rumlar, Enosis’i gerçekleştirmek için Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasında yaptıkları değişiklikle Türk halkına verilen ortaklık hakkı ile anavatan Türkiye’ye verilen garantörlük hakkını ortadan kaldırıp ardından da Kıbrıs Türkleri’ni 24 saat içerisinde yok etmeyi öngören Akritas Planı’nı hazırladılar. Bizleri toplu mezarlara gömenleri, barikatlarda Türk halkına insanlık dışı davranışlarda bulunanları, aç kaldığımız günlerde Kızılay tarafından gönderilen yardımları dahi engellemeye çalışanları, onca insanlık dışı davranışlarını ve bunlara göz yumanları kaç yıl geçerse geçsin unutmayacağız.
Ayvasıl-Türkeli köyünü hedef alan Rum saldırılarında, köyde mahsur kalan ve esir alınan Türkler, işkenceye maruz kaldıktan sonra, elleri dikenli tellerle arkadan bağlanıp canlı canlı katliam çukuruna gömülmüşlerdi. Katliam çukuru müteakip defalar açılıp diğer bölgelerde ve Lefkoşa’nın Rum bölgesinde bulunan hastanede katledilen Türkler de buraya gömülmüştür. Bu katliam bir soykırım olup insanlığın yüz karasıdır. Bunun yanı sıra bu katliamı ve soykırımı gerçekleştiren Rum katiller bilinmesine rağmen bunların bir teki bile yargılanmamıştır.
Atlılar, Muratağa, Sandallar, Taşkent ile diğer bölgelerde yaşanan katliamlar ile Ayvasıl-Türkeli katliamı da Kıbrıs’ta Rum vahşetinin ve halkımıza uygulanan soykırımın açık kanıtları olup Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden vazgeçemeyeceğimizin de ana nedenidir. Çünkü çok iyi biliyoruz ki Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askeri olmadan bu adada yaşayamayız.
Maruz kaldığımız tüm katliamlara ve yaşadığımız tüm acılara rağmen, kin ve düşmanlık gütmüyoruz ama bunları unutmamız asla mümkün değildir. Uğraşımız; halkımızın bir kez daha katliam ve soykırımlara uğramaması, 1974 öncesinin acı ve karanlık günlerine geri dönmemesidir. Bu nedenle adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir antlaşmadan yanayız. Bunun da yolu, halkımızı Rum’un azınlığı yapmayı, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmayı ve Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmayı hedefleyen federasyon hayalinden değil, halkımızın ve Anavatan Türkiye’nin desteklediği eşit egemen iki ayrı devletin varlığına dayalı çözümden geçmektedir. Bu yolda da azim ve kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz.
Aziz şehitlerimiz, kan ve can pahasına yarattığınız ve bize emanet olarak bıraktığınız tüm kutsal değerleri ayaklar altında çiğnetmeyeceğiz. Sizi bir kez daha saygı ve minnetle anarken, aziz hatıralarınız önünde saygıyla eğiliyorum. Rahat uyuyun. Sizi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.”