Cumhurbaşkanı Ersin Tatar kabulde yaptığı konuşmada; Kıbrıs Belediyeler Birliği’nin daveti üzerine ülkemize gelen Çukurova Belediyeler Birliği başkanlarının, kendisine yapmış olduğu ziyaretten dolayı duyduğu mutluluğu dile getirdi. 
Kıbrıs Belediyeler Birliği, Çukurova Belediyeler Birliği ve Türkiye Belediyeler Birliği’nin iş birliğiyle bir protokol imzalayarak bundan sonra birlikte hareket edebilme, belediyelere gerekli desteği verebilme konusunda bir çalışma yürütüleceği için memnuniyetini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar; aynı coğrafyada yaşan halklar olarak geçmişimizin ve tarihimizin bir olduğunu söyledi. 
Anavatan Türkiye ile her zaman iş birliği içinde olduğumuzu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar; Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Bundan sonra yan yana yaşayan iki ayrı egemen eşit devletin varlığına dayalı bir antlaşmadan yana olduğumuzu ve bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin, sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin de destek vermekte olduğu bu yeni siyasetin, artık kökleşmekte olduğundan ve büyük ölçüde benimsenmiş olduğundan dolayı mutlu olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Tatar;
“Her halkın kendi geleceğini tayin etme hakkı vardır. Hiçbir halk; diz çöktürülüp insanlık dışı durumlara maruz bırakılamaz. Biz bunu asla kabul etmeyiz. Türkiye’nin ve Türk milletinin kopmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk halkı, bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşmak için bu uğurda çok şehit vermiş, zulüm görmüştür. Mücahidiyle direnebilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle bugünlere gelmiş bir halkın temsilcileri olarak bu adada yaşıyoruz. 
KKTC, 1983’ten bu yana yaşamaktadır. Biz dünyaya haykırıyoruz; Kıbrıs’ta iki ayrı halk vardır. Biz Rumlara da saygı gösteriyoruz. Fakat biz de saygı görmek istiyoruz. Kıbrıs’ta bir antlaşma olacaksa mutlaka Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlük haklarının ve adadaki askeri varlığının devam etmesi gerekir. 
Geçmişte çok acı tecrübeler yaşayıp her türlü saldırıya maruz kaldık. Rum-Yunan ikilisinin amacı, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamaktır. Bunun olması için de Kıbrıslı Türkleri yok etmek istiyorlar. Ama biz başımız dik ve onurlu bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Arkamızda her zaman Türkiye Cumhuriyeti vardır. Hem kültürel hem ekonomik bağların daha da güçlenmesi için çalışmalı ve bir gelecek inşa etmemiz gerekir. Gençlerimize bu geleceği sağlamak görevimizdir. Büyük ulusun evladı olarak biz, Türkiye Cumhuriyeti’ni Anavatan ve garantör ülke olarak görüyoruz. Burada Türkiye’nin söz hakkı vardır. Rum-Yunan ikilisinin bu coğrafyada bizi zafiyete uğratmak için verdiği mücadele, boşa kürek çekmekten başka bir şey değildir. Bütün bu temaslar, milli siyaset için bize güç vermektedir. Geldiğiniz için tekrar teşekkür eder, Türkiye’deki kardeşlerimize selamlarımı iletirim” diyerek sözlerine son verdi.