EN

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Barış Harekatı 50. Yıl Paneli'nde konuştu:

 "Kıbrıs Türk halkı için egemenlik, devlet ve Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğü yaşamsal öneme sahiptir ve bunlardan asla vazgeçmeyeceğiz"

Fotoğraflar




Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İstanbul’da Milli Savunma Üniversitesi'nde düzenlenen “Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. Yılı Paneli”ne katılarak konuşma yaptı. 
 
Barış Harekatı'nın Türk dünyası için de önemli bir dönüm noktası olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, biraz daha geç kalınsa Kıbrıs Türk halkının yok olacağını ve adanın Yunan adası yapılacağını kaydetti.  

İki aşamalı zor bir harekatın başarıyla sonuçlanması ve zafer kazanılmasının önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Osmanlı'nın adayı 70 bin şehit vererek aldığını kaydetti ve tarihçeyi anlattı. 

Cumhurbaşkanı Tatar, Çanakkale’de verilen mücadeleye de destek veren Kıbrıs Türk halkının her zaman anavatanın yanında olduğunu ifade ederek, milli mücadele döneminde yaşanan saldırılar, göçlere rağmen Kıbrıs Türk halkının vatanını korumaktan vazgeçmediğini kaydetti. 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rumların Enosis ve büyük Yunanistan hayalinden vazgeçmediğini belirterek, Kıbrıs Türk halkının Türk askeriyle birlikte vatan toprağını koruduğunu söyledi. 

Adayı ele geçirmek amacıyla Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması anlaşmasına onay veren Rumların, bunu Enosis'e sıçrama tahtası olarak kullanmak, Kıbrıs Türk halkını azınlık statüsüne düşürmek ve Türkiye’nin garantörlükten çıkarılmasını sağlamak amacıyla yaptığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’ye garantör olarak tek yanlı müdahale hakkını kazandıran Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ı andı. 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Yunanistan’ın darbesi sonrasındaki Barış Harekatı'nın büyük başarıyla sonuçlandığını,  zafer kazanıldığını ve Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuştuğunu, bağımsız Türk devletinin adımlarının atıldığını söyledi. 

Cumhurbaşkanı Tatar, amacın anlaşma değil, Enosis olduğunu ifade ederek, Kıbrıs’ta iki devlet iki halk olduğunu, egemen bir halk ve bağımsız bir devlet gerçeğinin ortada olduğunu belirtti. 

Yıllarca sürdürülen ve sonuç alınamayan federal çözüm arayışlarının bittiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ın AB’ye tek yanlı alınmasının da büyük bir yanlış olduğunu söyledi. 

İzolasyonları eleştiren Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta Rumların tek yanlı AB’ye alınmasını darbe olarak niteledi. 

Kıbrıs’ta anlaşma olacaksa yeni siyasetin kabulü ile olacağını, adil kalıcı bir çözüm için Kıbrıs Türk halkının egemenliği, eşit uluslararası statüsü ve devletinin kabul edilmesi gerektiğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin garantörlüğünün de devam edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, bu konuda mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin tam desteğiyle yürütülen iki devletli çözüm siyasetinin bölgede istikrar ve kalıcı barış açısından da büyük önem taşıdığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, bunun ayrıca Doğu Akdeniz’de Türk Yunan dengesi açısından da önem taşıdığına inanç belirtti. 

“KKTC’yi sonuna kadar koruyacağız” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, “KKTC’nin mutlaka anlaşmanın bir parçası olması gerekiyor, Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığı kimliği kültürü için önemlidir” dedi. 

Türk dünyası ve Türkiye’nin güvenliği açısından da KKTC’nin önemine dikkat çeken ve Kıbrıs’ın, Türkiye’nin Akdeniz’e açılan kapısı olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, bağımsız Türk devleti KKTC’nin güçlendirilmesi ve yaşatılması için çalışmaya devam ettiklerini söyledi. 

Milli siyasetin kökleşmesi, yerleşmesi ve KKTC’nin tanınması adına yapılan çalışmalara işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’ye son 50 yılda çok önemli yatırımlar yapıldığını belirtti ve devamını diledi.

Kıbrıs Türk halkının Türk milletinin kopmaz bir parçası olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, yeni dönemde de Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle turizm, eğitim, sanayi ve tarımda gelişmeye devam edeceklerini, KKTC’nin bu alanda gelişmeler sağlayan bir başarı öyküsü olduğunu kaydetti. 

Türkiye ve Türk askerine minnet duygularını ileten Cumhurbaşkanı Tatar, dünyada yaşanan savaşlara işaret etti ve “Egemenlik, devlet ve Türkiye’nin garantörlüğü yaşamsal öneme sahiptir, bunlardan asla vazgeçmeyeceğiz” dedi. 

BM’nin görüşmelere yeniden başlanmasına yönelik çalışmalar yaptığını da ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye ile birlikte yürütülen yeni siyaset çerçevesinde KKTC’nin anlaşmanın bir parçası olması gerektiğini kaydetti. 

Yeni ve milli siyasetin güçlendiğini ve kökleşmesi için çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, paneli düzenleyen herkese teşekkür etti, KKTC Azerbaycan ve Türkiye’den katılan herkesi selamladı, Azerbaycan’ın KKTC’ye verdiği desteğe teşekkür etti, gelecek için azimle çalışmaya devam edeceklerini söyledi. 

Panelin ilk bölümünde, Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı tarafından “Genelkurmay Başkanlığı Gözüyle Kıbrıs Barış Harekatı”, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından “Deniz Kuvvetleri Gözüyle Kıbrıs Barış Harekatı”, Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından “Kara Kuvvetleri Gözüyle Kıbrıs Barış Harekatı”, Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından da “Hava Kuvvetleri Gözüyle Kıbrıs Barış Harekatı” konularında sunum yapıldı.

Panelin açılış konuşmasını Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, “Osmanlı Tarihinde Kıbrıs” konusunda yaptı. 

Afyoncu, Barış Harekatı'nın üzerinden 50 yıl geçtiğine işaret ederek, Kıbrıs Türk halkının bu başarılı harekat sayesinde bugün var olduğuna dikkat çekti, şehitleri rahmetle, gazileri şükranla andı. Afyoncu, Osmanlı tarafından Kıbrıs’ın 70 binin üzerinde şehit verilerek alındığını kaydetti ve tarihçesini anlattı.  

Afyoncu, Türk askerinin Osmanlı sonrası 403 yıl sonra adaya Kıbrıs Türk halkını katliamdan kurtarmak amacıyla çıktığını da anımsattı ve şehitleri andı. Afyoncu, KKTC topraklarının, verildikten sonra İslam dünyasında geri alınan tek toprak olduğunu belirtti. 

Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yılı nedeniyle düzenlenen panele katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, panelin, Kıbrıs Türk halkının haklı davasına katkı sağlayacağına inanç belitti. 

Güler, Kıbrıs’taki anlaşmazlıkların, Rumların Kıbrıs Türk halkının haklarını gasp etmesinden kaynaklı olduğunu ifade etti. 
Kıbrıs Türk halkının tüm saldırılara karşı varlığını destansı bir şekilde bağımsızlığından ödün vermeden koruduğunu ifade eden Güler, Türkiye Cumhuriyeti'nin de hiçbir zaman Kıbrıs Türk halkını yalnız bırakmadığını, omuz omuza mücadele verdiğini söyledi. 

Barış Harekatı'nın adaya barış huzur güvenlik getirdiğini vurgulayan Güler, harekatın, Türk askeri tarihinde en kapsamlı harekat olduğunu, o yüzden müstesna bir yeri bulunlduğunu kaydetti. 

Türkiye’nin garantör ülke olarak iki aşamada gerçekleştirdiği Barış Harekatı'nın, Türk ordusunun kabiliyet ve kahramanlığını altın harflerle tarihe yazdırdığını belirten Güler, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı'nın da adada barış ve huzurun güveni olduğunu söyledi. 

Adada kan ve acı yoksa bu sayede olduğunu ifade eden Güler, Kıbrıs’ın stratejik konumunun da Türkiye açısından önemli olduğunu belirtti.

-"Kıbrıs sorun değil milli davadır"
Kıbrıs’ın sorun değil mili dava olduğuna da vurgu yapan Güler, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık mücadelesinde Türkiye’nin o günden bugüne her türlü desteği verdiğini ve vermeye devam edeceğini kaydetti. 

Harekat sonrası federe devlet ve sonrasında bağımsız KKTC’nin kurulduğunu belirten Güler, Kıbrıs Türkü'nün azim ve kararlılığını her zaman desteklediklerini ifade etti. 
Türkiye ve Kıbrıs Türkü'nün her zaman çözüme olumlu yanaştığını ama Rum anlaşmazlığının çözümsüzlüğü getirdiğini belirten Güler, Rumların kendini adanın tek sahibi ve Kıbrıs Türk halkını azınlık gördüğü sürece müzakerelerin başarılı olamayacağına dikkat çekti. 

Kıbrıs Türk halkının hakları gözardı edildiği sürece ve denenmiş çözümsüz kalan girişimlerin sonuç getirmeyeceğinin ortada olduğunu işaret eden Güler, tek kesin çözümün, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği, uluslararası eşit statüsü ve devletinin tanınması olduğunu söyledi.

Adada kalıcı ve adil bir çözüm için iki devletli çözüm dışında bir çözüm yolu olmadığını işaret eden Güler, uluslararası camiaya, Kıbrıs’ta tek taraflı değil çözüm odaklı iki tarafa da eşit davranması çağrısı yaptı. 

Rum tarafının silahlanma ile yaptığı tehdit faaliyetlerine karşı gereken tedbirleri almaya devam edeceklerini ifade eden Güler, “Kıbrıs Türk halkının güvenliği huzuru için tedbirler almaya devam edeceğiz” dedi. 

Pile yolunda yapılan çalışmalar ve yaşanan huzursuzluklara da işaret eden Güler, burada da haksız yaklaşım olduğunu kaydetti ve yapılan çalışmaları anlattı, BM’den saygı göstermesini beklediklerini söyledi. 

Yaşar Güler, BM’nin KKTC tarafıyla da anlaşma yapması gereğini dile getirerek, adada İki halk iki devlet bulunduğunu ve adada çözüm zemininin bu gerçek üzerine inşa edilmesi gerektiğini vurguladı. 

Çözümün iki devlet zemini üzerine tesis edilmesi, KKTC devletinin tanınmasının adil kalıcı çözümü getireceğine inanç belirten Yaşar Güler, Cumhurbaşkanı Tatar’a destek verdi, Türkiye Cumhuriyeti olarak her zaman KKTC ve Kıbrıs Türk halkının yanında olduklarını söyledi. 

Güler, tek millet iki devlet olarak KKTC’nin geleceğe yönelik gelişmesi için desteğe devam edeceklerini belirterek, Türkiye Cumhuriyeti'nin bölgesinde ve dünyada gelişen bir ülke olarak Kıbrıs Türk halkının haklarını koruma noktasında her zamankinden daha güçlü olduğuna işaret etti.