EN

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, meclisteki siyasi parti başkan ve temsilcilerini bilgilendirdi

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York sonrası bilgilendirme amacıyla mecliste temsiliyeti bulunan siyasi parti başkan ve temsilcileri ile Cumhurbaşkanlığı'nda bir araya geldi.


 
Görüşmeye UBP Genel Başkanı, Başbakan Ünal Üstel, DP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu ve CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman katıldı.
 
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar toplantı sonrasında basına yaptığı açıklamada, mecliste temsiliyeti bulunan siyasi partilerle New York’a gitmeden bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdiğini hatırlatarak, New York sonrası aynı şekilde gerçekleştirilen temas ve görüşmeler hakkında bilgi verildiğini söyledi.
 
Birleşmiş Milletlerin 78’nci Genel Kurulu nedeniyle temaslarda bulunduğu New York’ta müzakere heyetiyle birlikte muhataplarına Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunu ve egemen eşitlik ve eşit statünün kabul edilmeden resmi mzüakerelere geçilemeyeceğini anlattığını söyledi.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta bir antlaşmaya varmak için Türkiye Cumhuriyeti’nin, Kıbrıs Türk tarafının arkasında olduğunu ve yeni siyaseti desteklediğini ifade etti.
 
New York’ta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşmeler yapıp istişare edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Türk Devletler Teşkilatı ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın yanı sıra bazı diplomatlarla görüşmeler gerçekleştirildiğini vurguladı.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, BM genel Kurulu’nda Kıbrıs Rum tarafına konuşma imkanı verilmesine rağmen, BM tarafından eşitliği kabul edilen Kıbrıs Türk tarafına konuşma imkanı verilmemesinin bir haksızlık olduğunu ifade etti.
 
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM 78’nci Genel Kurulu’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gerçeğini ortaya koyarak tanınma çağrısı yaptığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün haklı davasında sesinin duyulduğunu kaydetti.
 
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kıbrıs Türkü’nün duygularını anlattığını ve haklarını savunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs meselesinin 60 yıldır devam ettiğini hatırlattı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması gerektiğini, diplomatik, ekonomik ve siyasi ilişkilerin geliştirilmesini söyledi” dedi.
 
“Kimsenin hakkında gözümüz yok ancak hakkımızı yedirmeyiz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs meselesinin çözümünde iki ayrı devletin işbirliği ile bir çözüm gerçekleşeceğinin altını çizdi.
 
New York temaslarında önemli kazanımlar elde edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’’ın Azerbaycan dönüşünde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması çabalarının süreceğini açıkladığını kaydetti.
 
Garantör ülke Türkiye’nin, Doğu Akdeniz Bölgesi’nin en büyük ve güçlü ülkesi olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Ukrayna-Rusya savaşı sonrası oluşan enerji ve tahıl sorunlarında Türkiye’nin yapılan toplantılarda liderlik üstelendiğini ve Dünyada Türkiye’nin sözü geçen bir ülke olduğunu vurguladı.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yapılan görüşmede Kıbrıs Türk tarafının taleplerinin iletildiğini ve yeni bir öneride bulunulduğunu aktardı.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, görüşmede doğalgaz, Türkiye’ye kabloyla elektrikle bağlanması, düzensiz göç ve mayınların temizlenmesi için Kıbrıs Rum tarafıyla, görüşme sürecine geçebileceğini ilettiğini ifade etti.
 
Kıbrıs Rum tarafı ile diplomatik görüşmeden ve iletişimden hiçbir zaman kaçmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, oluşturulan iki toplumlu 12 teknik komiteyle eşit düzeyde görüşmeler yapıldığını dile getirdi.
 
‘Kıbrıs Rum tarafıyla görüşmeden kaçıldı’ denilmesinin doğru olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri Guterres’in, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafını buluşturmak için bir girişim ve davet yapmadığını vurguladı.
 
Federasyon temelinde çözüm ile zaman kaybedildiğini bu nedenle iki ayrı devletin işbirliği ile resmî müzakerelere başlayabileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar,  BM himayesinde iki halkın faydasına olacak toplantıların gerçekleştirilebileceğini kaydetti.
 
BM Genel Sekreteri Guterres’e, Metehan trafiğinin rahatlaması ve ticari araçların geçişi için Haspolat kara sınır kapısınının açılmasını önerdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, genel sekreterin ‘olumlu’ ifadeler kullandığını belirtti.
 
Eşitlik temelinde her türlü konuyu görüşmeye hazır olduğunu, farklı bir tutumun kabul edilmeyeceğini  aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, “Hellim konusunda Rum tarım bakanı gelecek ve fabrikayı denetleyip ihracata izin verilecek. Bu kabul etmemiz mümkün değil” dedi.
 
Güvenlik Konseyi kararları ortada dururken, BM’nin özel temsilci (Special Envoy) atamasına karşı olduklarını ancak kişisel temsilci (Personal Envoy) atanmasının değerlendirilebileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, iki tarafın yetki alanlarının istişare edilip onaylanabileceğini aktardı.
 
Kıbrıs Türkü’ne 60 yıldır uygulanan haksız ambargolarla diz çöktürülüp, Helen Cumhuriyeti’ne dönüştürülen Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olunamayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, onurlu bir şekilde çözüme ulaşılması için uğraş verileceğini söyledi.
 
Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis’in Kıbrıs Türkleri’ne yönelik açıkladığı 14 maddeyi ‘samimiyetsizlik’ olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Bölgede kalıcı bir şekilde çözüm ve bölgesel istikrar isteniyorsa KKTC gerçeği kabul edilmeli. Kıbrıs Türklerini, ambargolarla Kıbrıs Cumhuriyeti zeminine çekerek bir yere varamazlar” dedi.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, süreci en iyi şekilde yönettiklerini ve KKTC’nin tanınması için yapılacak çalışmaların artması için  bir dönüm noktasında olunduğunu vurguladı.
 
Federasyon temelinde çözüm ile yürütülen müzakerelerde zaman kaybedildiğini yineleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Annan Planı’nda ‘Evet’ dedik. Ambargolar kalkmadı. Ancak Rum tarafı Avrupa Birliği’ne girdi. Avrupa Birliği’ni bizimle temas kurulmaması için kullanıyorlar” ifadelerini kullandı.
 
Kıbrıs Türk tarafı tarafından yürütülen siyasetin meşru ve hukuki temellerle dolu olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu nedenle BM ile görüşme fırsatı buluyoruz. Sorunun kaynağının tanınan ve Avrupa Birliği üyesi olan Rum tarafı olduğunu söylüyorlar. Uzlaşmak için Rum’a yama olmamamız beklenmesin” şeklinde konuştu.