Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Sydney’de, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Ufuk Gezer tarafından onuruna düzenlenen resepsiyona katıldı
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Ufuk Gezer'in onuruna düzenlediği resepsiyona katıldı. Türkiye Cumhuriyeti Konsolosluğu Rezidansında gerçekleştirilen resepsiyona Sydney Türk ve Kıbrıs Türklerinin önde gelen isimleri de katıldı.
Fotoğraflar
Resepsiyonda konuşma yapan Cumhurbaşkanı Tatar, resepsiyona ev sahipliği yapan Büyükelçi Ufuk Gezer ile büyükelçilik ve konsolosluk çalışanlarına teşekkürlerini iletti.
Kıbrıs Türk kültür ve geleneklerinin ülkedeki 80'inci yıl kutlamalarına katılmak üzere Kıbrıs Türk sivil kuruluşları tarafından kendisine yapılan davetin ardından Avustralya'yı ziyaret eden tarihteki ilk KKTC Cumhurbaşkanı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar: “Avustralya'ya gelme süreci aslında Kurucu Cumhurbaşkanımız merhum Rauf Denktaş'ın ve diğer Cumhurbaşkanların da buraya gelmek istediği döneme kadar uzanıyor. Ancak Yunan-Kıbrıs Rum tarafını engellemeci politikasıyla karşı karşıya kalmışlardır” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, pandemi dönemi ve sonrasında Avustralya merkezli sivil örgüt temsilcileriyle çevrimiçi toplantılar yapıldığını belirtti. “Bu çevrimiçi toplantıları yapmak istiyordum çünkü yaklaşık 80 yıl önce buraya ilk taşınmaya başlayan Avustralya'daki halkımıza büyük önem veriyorum. Bu toplantılar sırasında sivil grupların temsilcileri, Avustralya'yı ziyaret etmem yönündeki güçlü arzusunu dile getirdiler. Süreç üç yıl sürdü ve çok kültürlü Avustralya'nın sosyal ve kültürel yaşamını zenginleştiren herkese teşekkürlerimi sunmak için buradayım" dedi.
1914 Çanakkale savaşları nedeniyle Canberra'daki Avustralya Savaş Anıtı'nı, Canberra ve Sydney'deki Atatürk Anıtlarını da ziyaret ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, sözlerine şöyle devam etti: "Avustralya halkının Atatürk'e karşı ülkenin farklı yerlerinde sergilediği üst düzey saygı ve takdirini görmekten mutluluk duyuyorum."
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıslı Türklerin Avustralya'ya ilk gelişiyle ilgili ise: “Halkımızın gelişi, kültürümüz ve geleneklerimiz 1940'lı yıllara dayanıyor. Halkımız, İngiliz sömürge yönetimi altında maruz kaldığı baskılar ve Kıbrıs Rum halkının Kıbrıs'ı Yunanistan'la birleştirme arzusu nedeniyle Kıbrıs Adası dışında farklı ülkelere göç etmiştir.”
"Teknolojik gelişmeler ve internet sayesinde insanların Kıbrıs ile Avustralya arasında taşınmasının ve hatta mektupların posta yoluyla iletilmesinin aylar sürdüğü günler çoktan geride kaldı" dedi.
Kıbrıslı Türklerin, Avustralya'daki törenlerde Çanakkale Şehitlerini anmak için anıtlarına çelenk koyduklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu ülkeye gelen ilk Türkler olarak bu törenleri yapan Avustralya'daki Kıbrıslı Türkleri takdir ve saygıyla anmak isterim” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, farklı alanlarında başarılı olan ve Avustralya'daki kültürel çeşitliliğe katkıda bulunan Kıbrıs Türklerinin ortaya koyduğu başarı öykülerini takdir ettiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs meselesine de değinerek şunları kaydetti:
“Kıbrıs Türk halkı büyük bir haksızlıkla karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Kıbrıs Cumhuriyeti ortaklığının eşit kurucu ortaklarından biri olmalarına rağmen, Kıbrıslı Türkler Aralık 1963'te silah zoruyla devletin dışına itilmişlerdi. Birkaç ay sonra, Mart 1964'te Birleşmiş Milletler, BM'nin görevlendirilmesine ilişkin 186 sayılı kararı kabul etmişti. Ne yazık ki bu kararla Kıbrıslı Rumlara da bugüne kadar devam eden tek hükümet muamelesi yapan BM Barış Gücü adaya gönderilmişti. 1974'e kadar 11 yıl boyunca ada çapında saldırılara ve soykırım eylemlerine maruz kaldık. Ada topraklarının yüzde 3'üne sıkıştırılmış küçük yerleşim bölgelerinde yaşamaya zorlanan Kıbrıslı Türkler, fiilen bir devlet olarak kendilerini yönetmeye kararlı bir duruşla kendilerini yönettiler. Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamaya yönelik tüm girişimlerine direndik. 15 Temmuz 1974'te Yunan Cuntası tarafından darbe yapıldı ve 'Kıbrıs Helen Cumhuriyeti' ilan edildi. Başpiskopos Makarios bizzat BM Güvenlik Konseyi'ne ‘Yunanistan'ın Kıbrıs'ı işgal ettiğini’söyledi. Eğer Anavatanımız ve garantör ülke Türkiye'nin 20 Temmuz 1974'te, önümüzdeki ay 50'nci yıl dönümünü sevinçle kutlayacağımız Kıbrıs Barış Harekâtı olmasaydı, kurtaracak hiçbir Kıbrıs Türkü kalmayacaktı."
Cumhurbaşkanı Tatar, iki taraf arasında 1975 yılında imzalanan Nüfus Mübadele Anlaşması uyarınca Kıbrıs Türk halkının gönüllü olarak Ada'nın kuzeyine, Kıbrıslı Rumların ise güneyine taşındığını anlattı. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının yarım asrı aşkın süredir eşitlik temelli bir çözüm için yoğun bir şekilde çalıştığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Tatar, “Ancak Kıbrıs'ı bir Helen adası olarak gören Rum zihniyeti, Kıbrıs'ta çözümün önündeki en büyük engel olmuştur. Kıbrıslı Rumlar, eski Kıbrıs Rum Dışişleri Bakanı merhum Nikos Rolandis'in kamuoyuna açıkladığı üzere, en az 15 yerleşim planını reddetti” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Nisan 2004'te BM Kapsamlı Çözüm Planına (Annan Planı) Kıbrıs Rum halkının yüzde 76 oranında red oy verirken, Kıbrıslı Türkler yüzde 65 oranında evet oyu kullanmasına rağmen Kıbrıslı Rumların bir hafta sonra AB üyeliğine kabul edildiğini, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk halkına yönelik tecrit ve kısıtlamalara son verilmesi yönünde verdiği sözlerin ise hiçbir zaman yerine getirilmediğine işaret etti. Temmuz 2017'de Crans-Montana'da yeni tur müzakerelerin yine başarısızlıkla sonuçlandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Federal temelde çözüme ulaşmak için son girişimin de başarısız olduğunu belirterek, "Müzakerelerin yarım asırdan fazla bir süre başarısızlıkla sonuçlanmasının nedeni, Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk halkıyla güç ve refahı paylaşmayı reddetmesinden kaynaklanmaktadır. Artık denenmiş, başarısız olmuş ve tükenmiş temelden rızamızı geri çektik. Artık federal kalıpların dışında düşünmenin, gerçekçi ve sürdürülebilir bir çözüm için Kıbrıs'ta yeni bir sayfa açmanın zamanının geldiğini tüm dünyaya söylüyoruz”dedi. Kıbrıs'ta iki devletli çözüme yönelik yeni vizyon ve duruşuyla Cumhurbaşkanı seçildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, "Kıbrıs'ta çözüme, doğuştan gelen müktesep hakkımız olan egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz temelinde ulaşılabilir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin tam desteklediği bir duruştur” diye konuştu.
İki egemen devletin iş birliği ve komşuluk ilişkileri temelinde sürdürülebilir bir çözüme ulaşılabileceğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, şunları söyledi:
“BM Genel Sekreteri Kişisel Temsilcisine, Rumların yarattığı sorunları ve engelleyici yaklaşımlarını ilettim. Kıbrıs Türk halkına yönelik tecridin uluslararası toplum tarafından sona erdirilmesi gerektiğini, bunun yalnızca bizim doğuştan gelen hakkımız değil, uluslararası toplumun da verdiği bir söz olduğunu defalarca ifade ettik.”
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'nun 77. ve 78. oturumlarında yaptığı konuşmalara değinen Cumhurbaşkanı Tatar, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası topluma ülkeme ve halkıma yapılan zulme eşdeğer olan tecride son vererek KKTC ile diplomatik, ekonomik ve siyasi bağlar kurma çağrısında bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyaya KKTC'yi resmi olarak tanıma çağrısında bulundu. Kıbrıs'ta iki devletli çözüme yönelik duruşumu güçlendiren bu çağrılardan dolayı bu vesileyle bir kez daha Cumhurbaşkanı Erdoğan'a en derin şükranlarımı sunmak istiyorum."
Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC'nin Anayasal adıyla, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk Hükümeti'nin tam desteğiyle Türk Devletleri Teşkilatı'na gözlemci üye olarak kabul edildiğini ve Türk devletiyle farklı alanlardaki ilişkilerin geliştirilmeye devam ettiğini belirtti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in daveti üzerine Azerbaycan'ın Bakü kentine de ziyarette bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, temmuz ayında yapılacak Türk Devletleri Teşkilatı zirvesine katılmak üzere tekrar Azerbaycan'ı ziyaret edeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs'ın Türkiye ve KKTC için milli bir dava olduğunu belirterek, "Milli mücadelemiz, egemenliğimizin ve Devletimizin uluslararası toplumda hak ettiği yeri alması için kabul edilmesi için devam edecektir" dedi. Cumhurbaşkanı Tatar Kıbrıs Adası'nın jeopolitik açıdan stratejik öneme sahip bir bölgede yer aldığını belirtti.
Kıbrıs Adası'nın jeopolitik ve jeostratejik bir bölgede yer aldığını ve Doğu Akdeniz'deki en güneydeki Türk devleti olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle konuştu: "Bu düşüncelerle Büyükelçi Gezer'e bu resepsiyona ev sahipliği yaptığı için teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Kıbrıslı Türklerin Avustralya'daki 80. yılında Sydney ve Melbourne'da düzenlenen kutlamalara katılmak üzere Avustralya'da bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. KKTC ile Avustralya'daki halkımızın arasındaki köprüyü güçlendirmek ve onları kucaklamak, KKTC’ye olan sevgi ve bağlılıklarından, adalet ve özgürlük arayışı olan milli davamıza verdikleri destekten dolayı teşekkür etmek için buradayım."
Cumhurbaşkanı Tatar, şunları ekledi:
“KKTC'den binlerce kilometre uzakta olmamıza rağmen, Kıbrıs Türk halkının egemenlik ve bağımsızlığının simgesi olan KKTC'miz için kalplerimizin birlikte attığını biliyorum. Avustralya’daki halkımızı kucaklamak, başarılarınızı ve Avustralya'daki varlığınızı takdir ettiğimizi vurgulamak için buradayım."
Cumhurbaşkanı Tatar ayrıca vize sürecinde Türkiye Cumhuriyetine katkılarından dolayı ve gösterilen hoşgörü ile yardımlar için de Avustralya büyükelçiliği ve hükümetine teşekkürlerini iletti.