Cumhurbaşkanı Ersin Tatar TAK’a konuştu; “Geçen 18 yılda KKTC kökleşti, 2004 yılında meydanlara dökülen Kıbrıs Türk halkı, gerçekleri bir kez daha görme imkânı buldu”
Fotoğraflar
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Annan Planı’na ilişkin referandumun 18’inci yıl dönümünde TAK’a değerlendirmelerde bulunarak bu 18 yılda KKTC’nin daha da kökleştiğini, o yıllarda meydanlara dökülen Kıbrıs Türk halkının ise bu süreçte gerçekleri bir kez daha görme fırsatı bulduğunu belirtti.
Yaşananlardan Avrupa Birliği’ni sorumlu tutan Cumhurbaşkanı Tatar, Rumlara “hayır” deseler bile Avrupa Birliği’ne girecekleri sözünün verildiğini, bu nedenle Rumların referanduma evet deme ihtiyacı kalmadığını ifade etti.
“Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve ABD tarafından referandum sürecinde söylenenlerin hiçbiri yerine getirilmedi”
Cumhurbaşkanı Tatar Annan Planı döneminde, o zamanın uluslararası toplum yetkilileri tarafından, planın Kıbrıslı Türkler için büyük bir fırsat olduğunu ve Rumların hayır, Türklerin evet demesi durumunda bile izolasyonların kalkacağı, doğrudan ticaretin yapılacağı sözlerinin verildiğini belirtti.
Bu noktada Kıbrıs Türk halkının kendine düşeni yaparak egemenlik noktasında bile taviz verdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Rumların AB’ye alındığını ancak aradan geçen 18 yıla rağmen, Kıbrıslı Türklere verilen sözlerin bir tekinin bile yerine getirilmediğine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Tatar referandum öncesinde, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın her iki tarafın kazançlı çıkacağı, Annan’ın özel temsilcisi De Soto’nun ise Kıbrıslı Türklerin uzun yıllar süren tecridinin sona ereceği yönündeki sözlerini anımsattı. AB nezdinde ise AB Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Üyesi Verheugen’in; “Rumlar olumsuz bir tavır içerisine girerse uluslararası baskı görecekler. Referandumda Türklerden evet, Rumlardan hayır çıkması halinde Kuzey Kıbrıs’taki insanların cezalandırılmaması için yeni girişimlerde bulunarak ekonomik izolasyona son verilmesi için çaba sarf edilecektir” sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Belçika Başbakan Yardımcısı Mickel’in de referanduma evet diyen tarafın, tarihi bir fırsat yakalayacağı yönünde ifadeleri olduğunu söyledi.
ABD’den de benzer vaatler verildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, ABD Dışişleri Bakanı Powell’ın, referandumda Rum tarafı hayır, Türk tarafı evet derse izolasyonların kaldırılacağını belirttiğini, ABD Dışişleri Bakanlığı Özel Koordinatörü Weston’un, Rum tarafı referandumda hayır derse Kıbrıs siyasetlerini gözden geçireceğini ve ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Boucher’ın kuzeyde evet, güneyde hayır çıkarsa Kıbrıslı Türkleri açıkta ve soğukta bırakmayacaklarını söylediklerini kaydetti.
“Yegâne teminatımız Türkiye’nin garantörlüğü ve askerin caydırıcı gücüdür”
Avrupa Birliği’nin, bir antlaşma durumunda garantörlüklerin kaldırılıp kendi güvenlik mekanizmalarıyla bölgenin güvenliğini sağlayacağını savunması ve bu şekilde Avrupa Birliği üyesi olmayan Türkiye askerinin de adadan çekilmesi planlarının da oyunun bir parçası olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar; “Kıbrıs’ta böyle bir şeye asla müsaade etmeyeceğiz çünkü bizim yegâne teminatımız hem Türkiye’nin garantörlüğü hem de askerinin caydırıcı güç olarak durabilmesidir” dedi.
“Neticede önemli olan KKTC’nin varlığı, egemenliği ve hürriyetidir”
Cumhurbaşkanı Tatar, aradan 18 yıl geçmiş olmasına rağmen, bu bilgileri tekrar ederek gündemde tutmak istediklerini çünkü o zamanlar 12-13 yaşında olup yaşananların tam olarak farkında olmayan gençlerin şu an 30 yaşına geldiklerini ve en doğru değerlendirmeyi yapabilecek durumda olduklarını kaydetti.
“Neticede önemli olan KKTC’nin varlığı, egemenliği, hürriyetidir. Bu kadar yıllık mücadeleden sonra bizim Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olmamız gibi bir seçenek asla olamaz. Bizim yolumuz yan yana yaşayan, eşit iki ayrı devlete bağlı süreç ve siyasettir. Kıbrıs’ta 60 yıldır iki ayrı devlet vardır. Bu öyle bir kökleşmiştir ki bunların artık bir çatı altında bileşmesi mümkün değildir” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Tatar, izlenecek yolun devletler arası iş birliği olması gerektiğinin altını çizdi.
“Hiç kimse bana Kıbrıs’ta tekrar bir çatışma olmaz demesin. Ukrayna da AB, NATO ve Amerika’ya güvendi”
Kıbrıs Cumhuriyeti altında Kıbrıslı Türklerin sonunun yok oluşa kadar gidebileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Ukrayna’da yaşanan savaşa dikkat çekerek televizyon ve internet sayesinde yayılan ortak değerlerle insanların yakınlaştığı, medeniyetin arttığı bu dönemde böyle bir savaşı kimsenin beklemediğini ancak ırkçılık, milliyetçilik ve hırsların bu değerlerin önüne geçtiğini, benzer bir olayın Kıbrıs’ta da yaşanmasının imkânsız olmadığını kaydetti.
“Hiç kimse bana Kıbrıs’ta tekrar bir çatışma çıkmaz demesin. Avrupa Birliği’nde böyle bir şey olmaz demesin çünkü Ukrayna da Avrupa Birliği’ne, NATO’ya, ABD’ye güvendi. Şu an yaşananlara hep birlikte şahit oluyoruz” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, ülkede Türkiye’nin garantörlüğü ve askeri güvencesiyle barış ve huzur içerisinde yaşamanın değerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, yıllardan beri görüşülen federasyona dayalı çözümün gerçekleşmesinin mümkün olmadığının, bunun özellikle Annan Planı referandumu ve Crans Montana’da gözler önüne serildiğine dikkat çekerek AB’ye çağrıda bulundu ve çözümsüzlüğe oynayan Rum-Yunan ikilisini desteklemekten vazgeçmesi ve 24 Nisan 2004 referandum sürecinde halka verilen sözleri yerine getirmesini talep etti.