Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Taşpınar Şehitleri’ni anma töreninde vurguladı:
“Bağımsızlık, özgürlük ve egemenlik yaşamsal ifadelerdir; bizim için vazgeçilmezdir”
Fotoğraflar
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Taşpınar’da milli mücadele yıllarında ve 1974’teki Barış Harekâtı sırasında şehit olanlar için düzenlenen anma törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar törende yaptığı konuşmada, 20 Temmuz 1974’ten 49 yıl sonra, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve heyetinin katıldığı törenlerde ifade edildiği gibi, milli davaya olan bağlılığı sürdürürken hiçbir zaman aziz şehitleri unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, bugün bu topraklarda özgür, bağımsız, hür ve kendi devletinin çatısı altında güvenlik içerisinde yaşanmasının, hayatlarını gözlerini kırpmadan feda eden şehitler sayesinde olduğunu vurgulayarak, "Şu anda bugün Taşpınar’da manevi huzurlarında burada bütün bu düşüncelerimizi paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu tüm dünyayla paylaşıyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının hep bağımsızlığı, özgürlüğü ve kendi vatanında özgürce yaşama mücadelesinde hiçbir zaman barışa yüzünü çevirmediğini, her zaman iyi niyetini ortaya koyduğunu ve Annan Planı’nda da görüldüğü üzere Kıbrıslı Türklerin “evet” demesine rağmen karşı tarafın bunu elinin tersiyle ittiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Onlara göre öncelerden de bildiğimiz gibi buranın bir Yunan adası ve Yunanistan’a bağlanması ve ENOSİS’in ilan edilmesi için hep kendi düşüncelerini bu şekilde Kıbrıs’ta yaymaya çalışmış ve acımasızca saldırılarla çok sayıda insanımızı da o mücadele yıllarında katletmişlerdir” ifadelerini kullandı.
1974 yılından bugüne 49 yıl geçtiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Barış Harekatı’nın Kıbrıslı Türklerin hayatında ve tarihinde en önemli günlerden bir tanesi olduğunu vurguladı ve “o bir dönüm noktasıydı ve bağımsızlığa kavuştuk” dedi.
Bugün halen bu mücadelenin devam ettiğini ve uluslararası camianın baskısı olduğunu, özellikle son yıllarda Avrupa Birliği marifetiyle Kıbrıs’ın bir bütün olarak tekrar birleşmesinden bahsettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz bu yaklaşımı reddediyoruz. Biz Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin de desteğiyle şehitlerimizin manevi huzurunda kendi devletimize çok önem veriyoruz. Bu devlet bize özgürlük, bu devlet bize bağımsızlık, bu devlet bize hürriyet ve onurlu bir yaşamı teminat olarak gösterebilmiş ve şu anda Anavatanın askeri Türk Silahlı Kuvvetlerinin de buradaki garantörlük hakkından dolayı da varlığı ile bu ülkede 1974 yılında beri kimsenin burnu kanamamıştır” şeklinde konuştu.
Uluslararası cami ile temaların sürdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Bir anlaşma olacaksa mutlaka iki devletin işbirliği olacaktır. Devletten devlete olacaktır. Onlar cumhuriyet, devlet, biz de toplum olarak onlara yama edilmek suretiyle bu ülkede çektiğimiz acıları yaşadıklarımızı, şehitlerimizi, ödediğimiz bedelleri elimizin bir çırpısıyla bir takım ekonomik vaatlerle unutacağımızı zannediyorlarsa çok yanılıyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Çok büyük bedeller ödedik, çok şehitler verdik, çok acılar çektik. Tüm bunların sayesinde ve sonucunda devlet kurduk. Cumhuriyet kurduk. Kendi içimizde bazı sıkıntılar olabilir ama bu sıkıntıların da zaman içerisinde aşıldığını ve çok daha müreffeh ve çok daha refah dolu bir gelecek bizleri ve geçleri beklediğini zaten hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla birebirimize sarılmalı, kenetlenmeli ve bu aziz şehitlerimiz huzurunda bu ülkeye yanlış yapmamak için doğru yoldan şaşmamak lazım. Bağımsızlık, özgürlük ve egemenlik yaşamsal ifadelerdir; bizim için vazgeçilmezdir. KKTC ilelebet yaşayacaktır. Anavatanın garantörlüğü ilelebet devam edecektir. Türk askeri bu adada caydırıcı güç olarak her zaman kalmalıdır ve kalacaktır.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasının sonunda tüm şehitleri rahmetle andı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Şehitlik Özel defterine şunları yazdı:
“Aziz Şehitlerimiz;
Kıbrıs Türkü’nün milli mücadele yıllarında gösterdiği vatan sevgisi ve ödediği bedeller sizlerin huzuruna her çıktığımızda bir kere daha gözümüzde canlanmaktadır.
Yapmış olduğumuz fedakârlıklar sayesinde bugün Kıbrıs Türk’ü kendi vatanında hür ve huzurlu bir şekilde yaşamaktadır.
Sizlerin bizlere bıraktığı mirasa her daim sahip çıkacağımıza ve egemenliğimizin nişanesi devletimizi çok daha ileri noktalara taşıyacağımıza asla şüpheniz olmasın.
Sizleri rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhlarınız şad olsun"