Türksoy Genel Sekreteri Düsen Kaseinov’un, KKTC’nin “gardaşı” olduğunu,  kendisiyle farklı ülkelerdeki etkinliklerde yan yana olup Kaseinov’un, her seferinde Kıbrıslı Türklere karşı sevgi, saygı ve kardeşlik duygusunu ifade ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, bu özel günde Cumhurbaşkanı olarak konuşma yapmanın da ayrı bir gururunu yaşadığını söyledi. 
Cumhurbaşkanı Tatar sözlerine şöyle devam etti;

“Biz de Türk dünyasının bir parçasıyız ve kendimizi bu gönül coğrafyasındaki devletlerin buradaki temsilcisi olarak görüyoruz. Yıllarca bağımsızlığımız için büyük bir mücadele verdik. Siz 30 yıl önce kazandığınız egemenliğinizi, bugün özgürlük içinde yaşamanın mutluluğunu paylaşıyorsunuz. Biz de şu anda KKTC çatısı altında bağımsız, özgür ve egemen bir şekilde yaşamaya devam ediyoruz. Bunun en önemli boyutu da bir halkın özgür olmasıdır. Dünya bunu böyle kabul etmiştir. Bir halk, kendi geleceğini tayin etme hakkına sahiptir ve KKTC halkı da kendi geleceğini tayin etme hakkıyla bütün iradesini ortaya koymuştur, biz de bunu bütün dünyaya anlatmaya çalışıyoruz. Kıbrıs’ta iki ayrı halk vardır. KKTC, Kıbrıs Türk halkıdır. Kıbrıs Türk halkı da Türk dünyasının bir parçasıdır. Türkiye ile olan bağımız doğrultusunda KKTC; kendi kendini yönetmesi, geliştirmesi; halkımıza daha fazla refah ve mutluluk verebilmesi için her türlü alanda da başarılı olmaktadır. 

Yakın Doğu Üniversitesi, KKTC’yi en iyi şekilde dünya standartlarında temsil etmektedir, bu da bizim gururumuzdur. Akademik, bilim, sanat, kültür ve özellikle Türk dünyasıyla ortak kültürü yaşatabilmek ve Çin’e kadar uzanan coğrafyanın Doğu Akdeniz’deki temsilcisi olarak bu kültürü paylaşabilmek, bizim için bir zenginliktir. Yakın Doğu Üniversitesi’nde çeşitli dönemlerde ressamlar ve özellikle Türki sanatçılar sürekli olarak Kıbrıs’ın tarihini, kültürünü resmetmek suretiyle birçok esere imza atmıştır. Bunun için Sayın Prof. Dr. Suat Günsel’e teşekkürü bir borç bilirim. Bu önemli günde sizinle burada olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Tüm Türki cumhuriyetlerinde bizimle bir gönül birliği içinde yaşayan kardeşlerimize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 
Türk konseyinin daimi üyesi olmak KKTC’nin de hakkıdır. Biz de bir Türk devletiyiz. Bağımsızız, özgürüz, Türk dünyasının bir parçasıyız ve biz aynı kültürün, aynı soyun insanları olarak bu mücadelenin içinde büyük bir fedakarlıkla bugünlere gelmiş bulunmaktayız. Bundan sonra kültürümüzü ve sanatımızı yaşatmak, daha güçlü olmak en büyük temennimizdir.”