Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yeni yıl mesajında vurguladı: “Yeni yılda, Kıbrıs’ın gerçeklerini de göz önünde bulunduran, yan yana yaşayan iki egemen devletin iş birliğini içeren bir antlaşmaya ulaşılması en büyük arzumuzdur”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yayımladığı yeni yıl mesajında; Kıbrıs’ta egemen eşitliğimize dayalı ve Kıbrıs’ın gerçeklerini de göz önünde bulunduran, yan yana yaşayan iki egemen devletin iş birliğini içeren bir antlaşmaya ulaşılmasının, en büyük arzusu olduğunun altını çizdi. Covid-19 salgınının 2022 yılında son bulmasını, KKTC’nin her alanda gelişiminin sürmesini temenni eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yeni yıl mesajında şunları belirtti:
“Sorunları, birlik ve beraberlik içinde aşacağımıza olan inancım tamdır”
“Değerli vatandaşlarım,
Bir yılı daha geride bırakırken; yeni umutlar, yeni beklentiler ve en iyi dileklerle yeni bir yıla giriyoruz. Yeni yılın ülkemize, bütün dünyaya ve insanlığa hayırlı olmasını; hepimize sağlık, huzur, refah ve mutluluk getirmesini diliyorum. 2021’de dünyada ve ülkemizde büyük sıkıntılar yaratan pandemi sürecinin, 2022 yılında son bulması ümidiyle sizi en içten duygularımla selamlıyorum. Büyük bir salgınla karşı karşıya kaldığımız bu süreçte, yaklaşık 5.5 milyon insan hayatını kaybederken, milyonlarca insanın tedavisi devam etmektedir. Ülkemizde de etkisini sürdüren bu salgın diğer ülkelerde olduğu gibi yalnızca sağlık alanında değil, ekonomik ve sosyal hayatımızda da pek çok soruna neden olmuştur. Temennim, 2022 yılında Covid-19 salgınının sona ermesi ve tüm insanlığın daha sağlıklı ve daha güzel günlere ulaşmasıdır. İçerisinde bulunduğumuz bu salgını ve yarattığı sorunları, birlik ve beraberlik içinde aşacağımıza olan inancım tamdır. Bu salgın sürecinde, her türlü fedakârlığa katlanan halkımıza, doktorlarımıza, tüm sağlık çalışanlarımıza ve her zaman olduğu gibi yardım elini uzatan Anavatan Türkiye’ye çok teşekkür ederim. İlk günden itibaren aldığımız tedbirlerle pandemi süreci çok iyi yönetilmiştir. Devlet olarak tedbir konusundaki hassasiyetimiz devam etmektedir. Halkımızın sağlığını korumak için gerekli çalışmalar sürdürülürken, gereken her türlü tedbir de alınmaktadır.”
“Maraş açılımı turizme ivme kazandırmıştır”
“Pandemi sürecinin yarattığı sıkıntıların olumsuz etkileri devam ederken, 2021 yılında ülkemizde ve bölgemizde çok önemli gelişmeler yaşanmıştır. Kıbrıs Türk halkı için en önemli gelişmelerden biri, başbakanlık yaptığım dönemde başlatılan çalışmalar sonucunda, Anavatan Türkiye’nin de desteği ile 8 Ekim 2020 tarihinde gerçekleşen Kapalı Maraş açılımıdır. Bu açılım ile Kapalı Maraş’ta bulunan bazı kamu malları ile deniz sahili, 46 yıl sonra halkın kullanımına açılmıştır. Bu açılımı, 20 Temmuz 2021 tarihinde gerçekleşen ikinci bir açılım izlerken; Kapalı Maraş’ın yüzde 3.5’lik bölümü askeri statüden çıkarılarak uluslararası hukuk ve insan haklarına uygun olarak eski mal sahiplerine Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden başvuruda bulunma hakkı sağlanmıştır. Bu açılımlarla birlikte Kapalı Maraş bölgesi, ülke turizmine ivme kazandırmıştır. Rum Yönetimi’nin tüm engelleme girişimlerine rağmen Kapalı Maraş açılımımız devam etmektedir.”
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bugün Türkiye ile birlikte Doğu Akdeniz’de ve Mavi Vatan’da daha güçlü duruma gelmiştir”
“Sevgili vatandaşlarım, yaşanan bir diğer önemli olay ise Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte Kıbrıs sorununda artık egemen eşitliğe dayalı, iki devletli bir çözümün gündeme gelmesidir. Bu çözüm modeli de ilk kez 28 Nisan 2021 tarihinde Cenevre’de müzakere masasına konulurken, 16 Eylül 2021 tarihinde de New York’ta kararlı bir şekilde tekrarlanmıştır. 1968 yılından bu yana devam eden müzakere sürecinde görüşülen federasyona dayalı çözüm modeli, özellikle Annan Planı referandumunda ve Crans Montana’da, Rum tarafının her zamanki gibi olumsuz tutumu nedeniyle çökmüş ve yeni bir çözüm şeklinin gündeme gelmesi kaçınılmaz olmuştu. Bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi olan Anavatan Türkiye tarafından da desteklenen bu çözüm modeli, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak olan tek çözüm modelidir. Rum tarafının federasyona dayalı çözüm anlayışı, Kıbrıs Türk halkını eşit görmeyen ve azınlık yapmaya çalışan bir anlayıştır. Bu anlayışın temelinde, Türkiye’nin garantörlüğünün ortadan kaldırılması ve Türk askerinin adadan çıkarılması vardır. Bu anlayışı ve dayatmaları kabul etmemiz mümkün değildir. Tüm bu gerçekler ışığında, Kıbrıs Türk halkı; demokratik bir ortamda gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçiminde, kendi öz iradesi ile büyük bir çoğunlukla şahsıma destek vererek iki devletli çözüm şeklini benimsediğini ve desteklediğini dünyaya göstermiştir. Çabamız; Kıbrıs’ta var olan iki halk ve iki devlet arasında, egemen eşitlik ve iş birliğine dayalı bir uzlaşı zeminini oluşturmaktır. Unutmayalım ki, Kıbrıs eski Kıbrıs değildir. Doğu Akdeniz de eski Doğu Akdeniz değildir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bugün Türkiye ile birlikte Doğu Akdeniz’de ve Mavi Vatan’da daha güçlü duruma gelmiştir.”
“Kıbrıs Türk halkının en büyük gücü, her zaman ve her koşulda yanımızda olan, yardım ve katkısını esirgemeyen Anavatan Türkiye’dir”
“Anavatan Türkiye’nin kararlı duruşu, bölgedeki hidrokarbon arayışları ve diğer stratejik gelişmeler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin statüsünü yükseltmiştir. Bu durum, Kıbrıs Türk halkına daha fazla güç vermektedir. Kıbrıs Türk halkının ulusal davasına sahip çıkmak ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin zeminini güçlendirmek amacıyla Anavatan Türkiye ile iş birliği içinde çalışmalarımız devam etmektedir. 2021 yılında Anavatan Türkiye’nin pek çok bölgesini ziyaretimde, davet edildiğim etkinliklerde ulusal Kıbrıs davamızı anlatırken, ülkemizin yararına olacak ekonomik ve sosyal girişimlerde de bulundum. Anavatan Türkiye’ye yaptığım ziyaretler, bazı çevreleri rahatsız etse de bu ziyaretlerime ve Toroslara bakmaya devam edeceğim. Unutmayalım ki, Kıbrıs Türk halkının en büyük gücü, her zaman ve her koşulda yanımızda olan, yardım ve katkısını esirgemeyen Anavatan Türkiye’dir. Tüm olumlu girişimlerimiz ve diyalog çağrılarımız 2021 yılında da sürerken, Rum tarafı silahlanma faaliyetlerine devam etmiştir. Rum tarafı birçok ülke ile askeri antlaşmalar imzalarken; askeri tatbikatlar gerçekleştirmiş, Güney Kıbrıs’ta bulunan tarihi, dini ve kültürel eserlerimiz saldırıya uğramıştır. Bunların yanı sıra turizm, ekonomi ve diğer sektörlerimize yönelik Rum saldırıları da sürmüştür. Bu silahlanma hareketleri ile tatbikatlar ve saldırılar, barışçıl faaliyetler olmayıp Rum-Yunan ikilisinin hedefinin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye olduğu ortadadır. Rum Yönetimi’nin bu faaliyetlerine bazı ülkelerin destek vermesi üzüntü vericidir. Bu konuda da temennimiz; BM ile AB’nin, Kıbrıs’ın gerçeklerine uygun ve tarafsız davranmasıdır. Bu arada bir kez daha belirtiyorum ki, Rum tarafının Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarına tek başına sahip çıkma girişimleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Türkiye’nin kararlı duruşu ile tutumu karşısında sonuçsuz kalacaktır. Rum tarafının haklarında gözümüz yoktur. Ancak kendi haklarımızı da sonuna kadar savunmaya kararlıyız. Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünde, güvenlik ve refah içinde yaşamak için haklı davamıza sahip çıkmak ve gençlerimize daha müreffeh bir gelecek bırakmak adına çalışmaya devam etmekteyiz. Sevgili vatandaşlarım, 2021 yılında, özellikle pandemi nedeniyle yaşanan sıkıntıların, 2022 yılında son bulmasını temenni ediyorum. Bir yılı daha geride bırakırken, yeni yılda Kıbrıs’ta egemen eşitliğimize dayalı ve Kıbrıs’ın gerçeklerini de göz önünde bulunduran, yan yana yaşayan iki egemen devletin iş birliğini içeren bir antlaşmaya ulaşılması en büyük arzumuzdur. Yeni yıla adım atarken halkımızın, Türk ulusunun ve tüm dünyanın yeni yılını kutlar; sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim.”