EN

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği Onur Üyesi olarak Global Girişimcilik Haftası nedeniyle Acapulco Resort Hotel’de düzenlenen “İş’te Kadınlar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde” konulu konferansa katıldı

“Gelecek, kadınların çağı olacaktır”

Fotoğraflar


Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği’nin Onur Üyesi olarak Global Girişimcilik Haftası nedeniyle düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada; öncü iş kadınlarının konuşmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Geleceğin, kadınların çağı olacağı fikrine katıldığını söyleyen Sibel Tatar, girişimci ve öncü iş kadınlarıyla bayrağı hep birlikte taşıyıp kadınlarımızın birbirini desteklemesinin önemine değindi.
Hayatımızın vazgeçilmez 4 unsuru olan hava, su toprak ve kadın konusunu ele alan Sibel Tatar; havaya saygı denince akla gelen bir saygısızlığı dile getirerek hava kirliliğine dikkati çekti. Hava kirliliğinin sadece insanları değil, bütün canlıları olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Sibel Tatar, havaya saygı için öncelikle yakıt tüketiminin azaltılması gerektiğini ve kaliteli yakıt kullanımının artırılmasının altını çizdi. Arıtma tesislerinin kurulması, atıkların değerlendirilmesi, düzenli ve sağlıklı boşaltılması, sanayide yeterli yükseklikte bacaların inşa edilmesi, bacalarda filtre kullanılması ve bütün bunların yerleşim yerlerinin dışında olması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artmasının sağlanması, toplu taşımacılığın artması ve ağaçlandırmanın daha fazla yapılması gerektiğinin önemini dile getirdi.

Temiz su kaynaklarının tükenmek üzere olmasının da büyük bir sorun olduğunu söyleyen Sibel Tatar; iklim değişikliği, aşırı su tüketimi gibi konuların artmasıyla dünyada farklı coğrafyalardaki insanların su kıtlığı yaşadığını dile getirdi. Adamıza kurak bir iklimin hakim olduğunu dile getiren Sibel Tatar; KKTC’ye, Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen 775 Milyon metreküplük suyun katkısının çok büyük olduğunu sözlerine ekledi.

Günlük hayatımızda toprak kirliliği üzerine de düşünmemiz gerektiğini söyleyen Sibel Tatar; toprak sağlığını korumanın, toprağa yabancı ve zararlı maddeleri atmayarak gerçekleşebileceğini belirtti. Evlerde ve fabrikalarda kullanılan atık suların düzgün yönetilmemesi sonucunda toprağa karışan kirli suların tehlike arz etmekte olduğunu; tarım alanlarında kullanılan kimyasal ilaçların da toprağın verimini düşürdüğünü ifade etti.

“Toprağa saygı için gıda atığımızı azaltmalı ve farklı türde yiyecekler tüketmeliyiz” diyen Sibel Tatar, toprağın zehirli kimyasallardan korunması için çaba gösterilmesi gerektiğini dile getirdi.

“İnsanoğlu ilkel çağlardan bugüne kadar pek çok evrim geçirmiştir. İlk çağlarda içgüdüsel olarak her şeyi paylaşan kadın ve erkeğin arasında medeniyetlerin gelişmesiyle büyük bir uçurum oluşmuştur. Birbirlerinden farklı olduklarını keşfeden kadın ve erkek, bir süre sonra birbirlerinin üzerinde egemenlik kurmaya çalışan iki farklı kutup haline gelmiştir. Cinsiyetler arasında yaşanan bu mücadele; kimi zaman erkeklerin, kimi zaman da kadınların lehine sonuçlanmıştır. İnsanlar milattan önceki çağlarda mağara duvarlarına kadın sembolize eden betimlemeler yapmışlardır ve az sayıda da olsa bulunan kadın heykelleri, Ana Tanrıça inancının oluşmaya başladığını göstermektedir” diyen Sibel Tatar; üreme ve çoğalma gailesi ile Ana Tanrıça inancının yaygınlaştığını söyledi. Kadının doğurganlığı ön plana çıktığını ve erkeğin avcılık yönünün ikinci plana itildiğini belirten Sibel Tatar; erkeğin hep yardımcı rolde olduğunu, o dönemlere ait tek bir erkek heykelinin bulunmadığını ve erkeği doğuran kadın mantığının yaygın hale geldiğini sözlerine ekledi.

Daha sonraları savaşlarda erkeğin fiziksel gücünün ön plana çıktığını, insanlığın ilkel çağlarında anaerkil bir yaşam sürüldüğünü ifade eden Sibel Tatar, kadınların pek çok konuda denetimi ellerinde bulundurduğunu ifade etti.
Günümüzde kadına yönelik şiddetin, en yaygın insan hakkı ihlali olduğunu söyleyen Sibel Tatar, bu durumun dünyada bölge ve ülke ayrımı olmaksızın; psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddet olarak devam ettiğini belirtti. Sibel Tatar, adamızda da kadına yönelik şiddetin sosyal bir sorun olarak çok önemli bir boyutta olduğunu, yapılan çalışmalarda şiddetin birçok nedeninin olduğunun görüldüğünü de sözlerine ekledi. Şiddet gören kadınlarımızın da devletimizden çekinmeden yardım isteyebileceklerini dile getiren Sibel Tatar, siyasi partilerdeki kadın milletvekili sayısının da artması gerektiğini ifade etti.

“Kadına saygıyı artırmak ve sağlamak için kadını toplum içinde ve sosyal hayatta desteklememiz gerektiğine inanıyorum. Üreten, iş birlikçi kadınların toplumda daha da görünür olması ve kadına karşı saygının korunması için hep birlikte mücadele etmemiz gerekir. Kadının kadına desteğini sağlamak ve bu konuda öncü olmak arzusu ile bu toplantılarımızı gerçekleştiriyoruz” diyerek kadının değerinin her zaman bilinmesi gerektiğini dile getirdi.