Başbakanlığım döneminde tüm dünyayı etkisi altına almaya başlayan Covid-19 salgını ile ilgili gelişmeleri yakından izleyen hükümetimiz, 10 Mart 2020’de KKTC’de ilk ortaya çıkan pozitif vaka karşısında bir dizi kararlar ve önlemler almaya başlarken, halkın sağlığının korunmasının yanı sıra ekonominin ayakta durabilmesi de dikkate alınmıştır.

Ülkemizde ilk pozitif vakadan itibaren, Başkanlığımda toplanan Başbakanlık Bilim Kurulu'nun tavsiye ve Sağlık Bakanlığı kurulları, Covid-19 Koordinasyon Konseyi, Tabipler Birliği, Serbest Çalışan Hekimler Birliği, Özel Hastaneler Birliği, Üniversite Hastaneleriyle tüm ilgili paydaşlarla birlikte alınan tavsiyeler doğrultusunda süreç başarılı bir şekilde yönetilmiştir. Sağlık alanında yapılan iyileştirmelerin, çalışmaların ve eğitimlerin yanı sıra, Pandemi hastanesi de dahil olmak üzere ülkemiz salgına karşı çok daha güçlü hale getirilmiştir.


10 Mart 2020-15 Temmuz 2020 tarihleri arasında yaşanan ilk dalga süreci, alınan önlemler, sürecin sıkıntıları ve ekonomiye yansımalarını dengelemek adına yapılan ekonomik planlama ve halkımızın verdiği destek ile bu süreç başarı ile atlatılmıştır. Bu başarıda doktorlarımız ile sağlık çalışanlarımızın da büyük hizmetleri ve katkıları olmuştur.

Başarı ile atlatılan ilk dalga süreci sonrasında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeni bir dalga süreci başlarken, hükümetimiz buna karşı da gerek halkın sağlık güvenliğini sağlamak, gerekse ekonomiyi ayakta tutabilmek için gereken ve ihtiyaç duyulan tedbirleri almaya devam etmektedir. Bu süreçte de yine halkımızın desteğine büyük ihtiyaç duyulurken, herkesin bu salgına karşı alınan tedbirler ile önlemlere ve hijyen kurallarına uyması büyük önem arz etmektedir.

Dünya genelinde hızla artan Covid -19 vaka sayısının 95 milyonu geçtiği bu günlerde dünya genelinde aşılanmanın başlanması büyük bir umut olmuştur.

Dünyada aşı bulmada yaşanan büyük sıkıntıya rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk etapta gönderdiği 20 bin doz Sinovac aşısının yanı sıra Avrupa Birliği’nin de Kıbrıs’a ayırdığı miktardan hakkımıza düşen kısmının alınabilmesi için sürekli takip yapılmakta olup önceki gün itibarı ile 1080 doz aşı teslim alınmıştır. Girişimlerimiz sonrasında önceki akşam telefon görüşmesi yaptığım AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Sn. Josep Borrell de ülkemize tahsis edilen aşıların gönderilmesine devam edileceğini ve bununla ilgili programın Kıbrıs Türk tarafı ile paylaşılması için gerekli talimatı vereceğini söylemiştir.

Ülkemizde yoğun bir çalışma yürütülerek ulusal aşı programı çerçevesinde Dünya ile paralel olarak aşı uygulaması başlatılmıştır. Bu arada Türkiye Cumhuriyeti’ne halkımız adına teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Alınan kararlar, önlemler, aşılama ve halkımızın desteğiyle bu salgına karşı başarıya ulaşacağımızdan da kuşkum yoktur.