Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’dan Rum lidere ve AP Başkanı’na yanıt
“Rum liderin, Kıbrıs konusuna başka aktörleri dahil etme çabası beyhudedir”
Rum Lider Nikos Hristodulides, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada Kıbrıs konusunun 60 yıldır neden çözümsüz kaldığını adeta ifşa etmiştir. Rum lider, Kıbrıs Türk Halkı’nı yok sayan, eşit görmeyen tutumunu tekrarlarken, Anavatan Türkiye’ye AB üzerinden baskı yapılması çağrısında da bulunarak çaresizliğini ortaya koymaktadır.
Rum liderliği anlamalıdır ki, Kıbrıs konusuna BM dışında başka aktörleri dahil etme çabaları beyhudedir. Kıbrıs Türk tarafının rıza göstermediği herhangi bir aktör olası süreçlere dahil olamaz. Hristodulides, seçildiği günden beri uzlaşmaz ve maksimalist tutumunu gizlemek amacıyla AB’yi Kıbrıs konusuna dahil etmeye yönelik sözde planını ileriye götürme siyaseti gütmektedir. Bilinmelidir ki, Kıbrıs’ın geleceğine dair tek yanlı herhangi bir çaba kabul görmeyecek ve Kıbrıs Rum lider son temaslarında olduğu gibi elleri bomboş Güney Kıbrıs’a dönecektir.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola ise konuşmasında, “Kıbrıs bölünmüş olduğu sürece Avrupa’nın asla tamamlanamayacağını” ifade ederken aslında AB’nin statükonun kalıcılaşmasına yapmış olduğu büyük katkıyı unutmuş görünmektedir. Avrupa Birliği, Annan Planı’nı reddeden Rum tarafını, kendi koymuş olduğu tam üyelik kriterlerini, yani kendi hukukunu bilerek ve isteyerek çiğneyerek 1960 Cumhuriyeti’ni kuran uluslararası antlaşmaların da hilafına tam üye yapmıştır. Bunun ardından da sanki Rum liderinin adanın tümünde yetki, otorite ve egemenliği varmış gibi davranmaya devam etmektedir.
Buradan bir kez daha tekrarlamakta fayda görmekteyim. Kıbrıs Adası’nda iki Devlet gerçeği vardır. Bu iki Devletin sınırları da yönetimleri de demokratik yollardan seçilen yöneticileri de bellidir ve iki Devlet bu esaslara göre on yıllardır yan yana yaşamaktadır. Gerçekler böyleyken, Kıbrıs Rum liderliğinin adanın tümünü temsil kabiliyeti varmış illüzyonunu sürdürmek isteyenler, sadece ve sadece çözümsüzlüğe aynı zamanda mevcut statükonun kalıcılaşmasına hizmet etmektedirler.
Çözüme gidecek yol bellidir. Rum lider Kıbrıs Türk Halkının egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü teyit etsin müzakerelere başlayalım, sahadaki gerçekleri masaya yansıtalım ve bu sorunu çözümsüzlükten kurtaralım. AB de Kıbrıs’ta bir uzlaşıya, bir çözüme hizmet etmek istiyorsa, Rum lideri bu yönde teşvik etmelidir. Yoksa sorunun bir parçası haline gelen AB’nin mevcut tutumuyla Kıbrıs konusuna olumlu bir katkı yapması mümkün değildir.
Rum lider konuşmasında ayrıca, mesnetsiz iddialarla düzensiz göç konusunda Anavatan Türkiye’ye dil uzatmaya da devam etmiştir. Küresel bir sorun olan düzensiz göç konusunda insanlık trajedileri yaşanırken, bu çaresiz insanlara kucak açan, vaat edilen katkının da verilmemesine rağmen kendi imkanlarıyla düzensiz göçmenlere beslenme ve barınma da dahil yaşam veren Türkiye Cumhuriyeti’ne dil uzatmak değil Rum liderin kimsenin haddine değildir. Bu konuda görüşmek istiyorlarsa, iş birliği yapmak istiyorlarsa kendilerine sunmuş olduğumuz önerimiz hala masadır. Popülizm yapmak yerine önerimizi kabul etsinler, yetkililerimiz oturup bu konuda iş birliği zeminini oluştursun.
Aynı şekilde hidrokarbon kaynakları konusunda da tek sahip ve tek yetkili kendileriymiş gibi ifadeler kullanmaya devam eden Rum lider, bununla da yetinmeyip doğal gaz konusunda vaatlerde de bulunmaktadır. Rum lider bilmelidir ki eşit hak sahibi olduğumuz doğal zenginliklere dair haklarımızı sonuna kadar savunmaya Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle devam edeceğiz. Bu konuda da iş birliği çağrısı yaptık. Bu konuda da ayak sürüyen taraf bellidir. Rum lidere bir kez daha çağrı yapmak istiyorum, 1 Temmuz 2022 tarihinde BM Genel Sekreteri aracılığıyla tarafınıza gönderdiğimiz iş birliği teklifimize olumlu yanıt veriniz. Hemen teknik ekiplerimiz masaya otursun, iş birliği yapalım hem iki Taraf, hem Kıbrıs Adası hem ilgili paydaşlar hem de bölgemiz kazansın.