Cumhurbaşkanlığı Basın Açıklaması; “Rum tarafının Kıbrıs Türk kayıp ailelerinin, faillerin tespit edilmesine rağmen, failler aleyhine dava açmaktan imtina ettiği gerçeğini yeniden vurgulamak istiyoruz”
Sayın Cumhurbaşkanımız, adamıza ziyaret gerçekleştiren Birleşmiş Milletler Zorla veya İrade Dışı Kaybetmeler Hakkında Çalışma Grubu başkanı, yardımcısı ve bir üyesini 7 Nisan 2022 tarihinde kabul etmiştir.
Cumhurbaşkanı Tatar, çalışma grubundan katılımcılara çoğunluğu sivil halktan oluşan Kıbrıslı Türk kayıpların 1963-74 döneminde Rum polis ve milisler tarafından evlerinden, iş yerlerinden, hastanelerden kaçırılarak kaybolduğunu, 1974'te Kıbrıslı Türk kayıplara yenilerinin eklendiğini, Rum kayıpların çoğunun ise Rum askerlerden oluştuğunu izah etmiştir.
Cumhurbaşkanımız KKTC olarak kayıp şahıslar konusunda görev ve sorumluluklarımızı yerine getirme yönünde ortaya koyduğumuz iradeyi teyit etmiş ve fiiliyatta Kayıp Şahıslar Komitesi'nin (KŞK) çalışmalarına yapmakta olduğumuz katkılar ile KŞK'nın kayıp şahısları kimliklendirmesinin ardından sürdürülen soruşturmalar hakkında bilgi vermiştir.
Çalışma grubuna, Rum tarafının kayıp şahıslar konusunun sadece Rum kayıp şahıslardan ibaret olduğu izlenimi veren ve Türk tarafını suçlayan propagandasıyla uluslararası toplumun Kıbrıslı Türk kayıp şahıslarla ilgili denetiminin önüne geçmeye çalıştığı aktarılmış ve Rum tarafının bu yöndeki eksiklikleri ve sorumluluklarını yerine getirmesi için yapılması gerekenler detaylarıyla aktarılmıştır. Bu bağlamda, özellikle Atlılar'daki Kıbrıslı Türklerin toplu mezarının KŞK tarafından halen açılamamasının sebebinin, Rum tarafının engellemesinden kaynaklandığının altı çizilmiştir.
Adamızdan ayrılmadan önce 12 Nisan 2022 tarihinde ilk tespitlerini kamuoyu ile paylaşan çalışma grubunun, KŞK'nın kayıp şahıslarla ilgili mevcut bilgiyi kullanarak çalışmalarını hızlandırması yönündeki tespiti ile konunun siyasileştirilmesinin engellenmesi gerektiğine yönelik çağrısını selamlıyoruz.
Soruşturmalarla ilgili aşama kaydedilmediğiyle ilgili olarak ise KKTC makamlarınca elde edilebilen bilgiler çerçevesinde yapılan soruşturmaların aksine, Rum tarafının Kıbrıs Türk kayıp ailelerinin, acılarını tazeleme pahasına Rum polisine verdiği ifadelere ve faillerin tespit edilmesine rağmen, failler aleyhine dava açmaktan imtina ettiği gerçeğini yeniden vurgulamak istiyoruz.
Çalışma grubunun toplantıda hakikat mekanizması kurulması yönündeki görüşümüzü istifsar etmesi üzerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) yönlendirmesi üzerine her iki tarafta da başlatılan soruşturmalar yerine hakikat mekanizması kurulmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun olmadığı yönünde yine AİHM tarafından yapılan tespite değinilmiştir. Bu hususu yeniden hatırlatmakta fayda görmekteyiz.
Çalışma grubunun gündeme getirdiği ve ilk tespitlerinde de yer alan düzensiz göç konusuyla ilgili olarak gruba küresel bir sorun olan bu hususta bir yılı aşkın bir süre önce Rum tarafına düzensiz göçle etkin bir şekilde mücadele etmeye yönelik bir mekanizma önerisi yaptığımızı, bugüne kadar herhangi bir olumlu dönüş almadığımızı, hal böyle olmasına rağmen, Kıbrıs Türk tarafının ilgili tüm kurumlarıyla bu çalışmayı başlatmaya hazır olduğunu yineleriz.
Çalışma grubunun BM İnsan Hakları Konseyi’ne sunulmak üzere hazırlayacağı raporun, Rum tarafının Kıbrıs Türk kayıp şahıslarla ilgili sorumluluklarını yerine getirmesine katkı koymasını umuyoruz.