EN

KKTC Cumhurbaşkanlığının İngiliz Milletler Topluluğu Oyunlarına İlişkin Açıklaması




2022 yılında yer alacak İngiliz Milletler Topluluğu Oyunlarını tanıtmak
için planlanan etkinlikler çerçevesinde bu hafta sonu Güney Kıbrıs'ta
başlatılan Kraliçe'nin Baton Yarışına Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin dahil edilmemesini esefle karşılıyoruz.

28 Temmuz - 8 Ağustos 2022 tarihleri ​​arasında Birleşik Krallık'ın
Birmingham kentinde gerçekleşecek olan bu Oyunlarının tanıtımına yardımcı
olmak için 72 ülke ve bölgeden oluşan 9 aylık bir turda Baton'un ilk durağı
olarak Güney Kıbrıs seçilmiştir. Oyunların resmi web sitesinde Kraliçe
Elizabeth, Baton Yarışı ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Baton 294 gün
boyunca seyahat edecek, Commonwealth'in her köşesindeki toplulukları
birbirine bağlayacak, benzersiz kültürleri kucaklayacak ve hikayeler
paylaşacak. Bu ortak yolculuk, gelecek nesiller için umudu, dayanışmayı ve
işbirliğini ateşleyecek ve bu hikayeler, hepimizi bizim için en önemli olan
zorlukların üstesinden gelmek için ilham kaynağı olacak.”

Kraliçe'nin bu etkinliğin kültürleri kucaklayacağına, ortak yolculuk
yapmalarına olanak tanıyacağına, dayanışma ve işbirliğini ateşleyeceğine
vurgu yapmasına rağmen, Kıbrıs’ta Garantör ülke konumunda  olan Birleşik
Krallık'ın Kıbrıs Türk tarafınını bu etkinlikten dışlamasını açık bir
ayrımcılık olarak görüyoruz. Bu yanlı davranış, Birleşik Krallık'ın Kıbrıs
Türk Halkı'nı artık bir  Commonwealth halkı olarak görüp görmediği sorusunu
da akla getirmektedir. Birleşik Krallığın Kıbrıslı Türklere ve Kıbrıslı
Rumlara eşit davranması yasal, ahdi ve ahlaki bir sorumluluktur. Bu
bağlamda, etkinlik afişinin İngilizce ve Rumca yapılmış olmasını da manidar
buluyoruz.

Hatırlatmakta fayda görüyoruz: 2004 yılında Kıbrıslı Türklerin BM Kapsamlı
Çözüm Planına evet, Kıbrıslı Rumların ise ezici bir şekilde hayır demeleri
sonrasında zamanın Tony Blair hükümeti, Kıbrıslı Türkler üzerindeki
izolasyonların kaldırılacağı sözünü vermişti. Bunun yerine getirilmemesi bir
yana, pervasızca sürdürülmesi kabul edilebilir bir tutum değildir.

Bütün bunlar, Birleşik Krallık'ın bu ve benzeri davranışlarıyla artık sözde
‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ni münhasıran bir Rum Cumhuriyeti ve sadece Kıbrıs Rum
Halkı'nı İngiliz Milletler Topluluğu'nun bir parçası olarak mı gördüğü
sorusunu akla getirmektedir. Gerçek durum bu ise, bunu en azından adadaki
realitelerin kabulüne yönelik olumlu bir gelişme olarak değerlendirmek
mümkün olacaktır.