Global güvenlik denklemlerinin yeniden şekillendiği, bölgesel ve küresel istikrara her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, yapılan bahse konu askeri anlaşma; Kıbrıs’ta ve bölgede gerginliklere yol açma potansiyeli taşımaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi Julie D. Fisher’i kabulümde altını çizdiğim üzere; bölgesel ve küresel yeni komplikasyonlar yerine, istikrara hizmet edecek adımların atılması, insanlık adına geldiğimiz noktada elzemdir.


ABD'nin GKRY’ye silah ambargosunu kaldırmasına ek olarak, Rum subaylar için uluslararası eğitim programına erişim, Satın Alma ve Çapraz Hizmet Anlaşması'nın (ACSA) imzalanmasını bir başarı öyküsü olarak yorumlayan GKRY yetkililerinin bu tavrı, Rum liderliğinin gerçek niyetini ortaya koyan en net göstergelerden biridir.


Milletvekillerine, papazlara atış talimi yaptıran, eğitim müfredatında Kıbrıslı Türklere yönelik düşmanlık ve nefret aşılayan, faşist ve ırkçı örgütleri meclise sokan bu zihniyetin ne yazık ki Kıbrıs Adası’na, daha geniş ölçekte bölgesel ve küresel istikrara katkısının olması beklenemez.

Rum tarafının artarak devam eden silahlanma faaliyetleri, Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün Kıbrıs Türk Halkı açısından ne denli vazgeçilmez olduğunun da en sarih göstergesidir.


Rum tarafını cüretkâr davranmaya teşvik eder nitelikteki bu türden gelişmeler, tarafımızca yakından takip edilmektedir.

Halkımız, müsterih olsun. 

Adada, savunma dengesini bozacak, halkımızın can ve mal güvenliğini tehdit edecek her türlü faaliyete 
Anavatan Türkiye’nin desteğiyle karşılık vereceğiz.

 
ABD yönetimine çağrım; Kıbrıs’ta istikrara hizmet etmeyecek bu türden adımları atmaktan imtina etmesi ve Kıbrıs’ta iki tarafa karşı eşit ve dengeli bir politika izlemesidir.